Ergenlik (Çocukluktan ergenliğe geçiş)

Ergenlik bedenin eyleme geçmesi demektir. Bedende çok kısa bir süre içinde çok önemli değişiklikler olması ergenin bedeniyle olan ilişkisini bozar. Bu bozulma kimi zaman hepinizin bildiği gibi akneler, kemik ağrıları, hormonal düzensizliklerle kimi zaman ise belirsiz şikayetler-semptomlarla kendini gösterir.

Ergenin bedeni sessiz değildir artık, ancak ergenin bunları söze dökecek dili henüz bir erişkininki kadar gelişmemiştir Erişkinler için bile bedensel şikayetin dile getirilmesinin kolay olmadığını biliyoruz. Ergenin durumu daha zordur, çünkü o küçük bir evde yaşamaya alınmışken birdenbire çok daha büyüğüne taşınıvermiş bir kişi gibidir. Bu yeni eve-bedene nasıl yerleşeceğini, neresini nasıl kullanacağını, nereye neyi koyacağını bilemez. Üstelik kimseye de soramaz.

Ergenlik hüzün demektir. Giden ve bir daha geri gelmeyecek olanın hüzündür bu. Giden çocukluktur, çiftecinsellik düşlemidir, annebabayla kurulmuş olan o yoğun bağdır. Gidenlerin yasını tutmak gerekir.

Ergenlik bir yas sürecidir.

Ergenlikte yitirilen nedir. Ergenlikte neyin yası tutulur? Elbette birçok şeyin. Önce beden değişir. Çocuksu bedenin, bedenin dinginliği, masumluğu ve sorumsuzluğu bitmiştir artık. Çocuk bedeni sessizdir, oysa ergenlikle beden acır, sızlar, ağrır. Büyüme ve gelişmenin bedende yarattığı sorunlara ikincil cinsiyet özelliklerinin yarattıklarını da eklemek gerekir. Cinsel kimlik kazanan beden , cinsel nesne seçimini de zorunlu kılar. Her iki cinse ait olma, yani çiftecinsellik düşlemi son bulmaktadır. Ergen değişen bedenini yeniden keşfetmek , adlandırmak ve ona alışmak zorundadır.

Terapistlere öneriler

Ergenler her ne kadar tüm kurallara ve onları temsil eden otoritelere başkaldırsalar da yanlarında sağlam kalabilen kişiler ve kurumlar görmek isterler. Fırtınalarla dolu olduğu kesin olan erişkinlik denizine açılmak için halatlarını hızla çözerken, başları sıkıştığında sığınabilecekler limanlar olmasını da beklerler.

İşte bu noktada siz terapistlerin istedikleri zaman başvurulabilecekleri bu güvenli limanları onlara sunabileceğinizi düşünüyorum.

Yani, ergenin annebabasıyla olan ilişkilerini yeniden tanımlayarak bireyleşme ve özerkleşme çabası içine girmesine siz de eşlik etmelisiniz, diğer bir deyişle ergenin anne babasıyla olan kendi ilişkisini yeniden tanımlamalısınız. İlişkiyi yeniden tanımlamak demek elbette koparmak kesmek demek değildir. Zaten çoğu zaman ergen de ailesiyle olan ilişkisini tümüyle kesmez; söz konusu olan ilişkileri daha esnek bir yakınlık uzaklık dengesini taşıyabilmektedir. Böylece ergene çocukluktan erişkinliğe geçişte bir ayağı erişkinlikte olan sağlam bir köprü olma işlevi sunabilirsiniz.

-ergenliğin tutkusu(Talat Parman)

Diğer yazılarımız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir