Semptomdan inşaa olan kariyer Tyson
M.Tyson-J.Paul maçı hakkındaki yazımda Tyson’ın ruhsallığı ve bu müsabakada onun tarafına düşen pay hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Tyson, 1966 New York/Greene doğumlu eski profesyonel bir boksör. Çocukluğu ve ergenliği korunmasız geçen Tyson’ın annesi ile ilişkisi de pek kapsayıcı değilmiş. Neredeyse çok erken yaşlarda sevgiden ,bakımdan ve annesel kapsayıcılıktan mahrum kalan Tyson ,evde kuramadığı bağı ve yaralanan narsizmini kurtarmak için kendini sokaklara atmış ve kafes güvercini beslemeye başlamıştır(Alamadığı bakımı tersine dönüştürüp vermeye çalışmış).
Annesel bakımdan o kadar eksik kalmıştır ki sokaklarda duş alıp temizlenmediği için “Kokuşmuş Mike” lakabını alır. Evde görülmeyen Tyson, sokakta çeşitli suçlara karışarak babanın eksik olan yasasını ve otoritesini yaratmak için devlet yasalarını çiğneyerek otoritenin gözlerini üzerine çekmiştir. Hayatı birçok kez kanun ve yasalar tarafından tutuklanarak geçen ve çocukluktan gelen agresyonu bir şekilde törpülemeye çalışan Tyson, bu agresif dürtüsünü sokaklardan ringlere dönüştürerek aslında semptomu olan yıkıcı dürtüsünü işine dönüştürüp bu yüceltme mekanizması sayesinde narsizmini tamir etme ve çocukluk çağı travmalarından bir kariyer inşa etmeye başlamıştır.
Bununla birlikte boks hocası da onun eksik olan babasal işlevlerini yerine getirmeye başlamış ve öfkesini yönetebileceği kuralları ve gerekli yönlendirmeleri sağlamıştır. Fakat Tyson, bir taraftan semptomu üzerinden bir kariyer inşa ederken diğer taraftan hayatının bazı dönemlerinde analiz edilmemiş agresyonu sebebiyle başını belaya sokmuş, gerek ring hayatı gerek sosyal hayatında tehlikeli birçok olaya karışmıştır.
Bunun birçok sebebi olabilir ama benim dikkatimi çeken ve bugün değinmek istediğim, Tyson’ın inkar ettiği eksikliği ve bu eksiklik yaralı olan narsizmine her dokunulduğunda nasıl da saldırgan bir yapıya bürünüp ötekini ne pahasına olursa olsun onu yok etme isteğiyle hala ortaya çıkmaktadır. Bu eksiği öyle inkar etmiştir ki lakabını “Iron” (Demir) Mike olarak dönüştürmüştür. Bu dönüşüm önemlidir çünkü demir, göstereni bir insanın kırılganlığını inkar eden ve hasar almayan bir şeyin yerini tutacak bir gösteren(bu bir insan için imkansızdır).Bununla birlikte dürtüyü regüle edecek babasal işlevin yetersizliğide sebeplerden birisi olabilir.
Tyson, 58 yaşında kendisinden 31 yaş küçük amatör bir boksörle ringe çıktı ve kaybetti. Çocukluğumdan beri Tyson takipçisi olan ben bu maçı izlemeyi tercih etmedim. Çünkü bu maçta Tyson’ın semptomuna yenik düşeceğini tahmin ediyordum. Belki de birçoğunuz ‘’para için bu maça çıktı” gibi şeyler düşünebilir. Fakat ortada paradan daha çok, Tyson’ın çocukluğuna nazaran hem beyaz olarak doğan(ırkçılığa mağruz kalmamış) hem de zengin olarak doğmuş ve hayatın Tyson’a vermeyip rakibine verdiği bir çok ayrıcalığa sahip gibi görünen rakibi, Tyson’ın haset ettiği görüngüde bir kişiydi.
58 yaşında bir adamın bu maçı kazanması zaten çok zordu ama bu yıkıcı hasetle Tyson’ın yaralanmış çocukluk narsizmi birleşince Tyson, kendi eksiğini göremeyecek kadar körleşip hayali bir kavganın içine girdi. Birçok yüzleşmesinde de Tyson, Paul’a “hayallerde yaşıyorsun” diye konuşurken aslında kendi durumunu öteki üzerinden konuşturduğu oldukça aşikardı.Ben, kendi çocukluğumda ringlerde gördüğüm Tyson’ı izlemekten oldukça keyif alıyordum. Fakat mesleğime başlayıp ruhsal yapılar hakkında fikir sahibi oldukça durumun yetenekten daha fazlası olduğunu ve bir semptomun insan hayatına nasıl şekil verebildiğine bir kez daha şahit oldum.
Analiz edilmemiş semptom, kişinin hayatında farkında olmadığı benzer döngüleri yeniden yaşatıyor. Tyson, kariyerinde buna benzer birçok yenilgi ve bu yenilgileri inkar eden karşı ataklar geliştirmiştir. Örnek olarak rakibi E.Holyfield’a yenilince bastırdığı agresyon maç içinde ortaya çıkmış ve rakibinin kulağını ısırarak koparmıştır. Isırmak ne kadar da çocuksu bir eylemdir. Bu olay üzerinden de Tyson’ın takılı kaldığı çocuksu regresif hareketlerini de analiz etmek mümkün.